Samimiyetle söylüyorum, yaşam beni dehşete düşürüyordu. Yemek, uyumak ve çıplak dolaşmamak için insanın yapmak zorunda olduğu şeyler ürkütücüydü. Ben de yatakta kalıp içiyordum. İçtiğin zaman dünya yine oradaydı, kaybolmuyordu ama boğazına sarılmıyordu en azından.
Bukowski’nin 'Factotum' isimli romanından ve diğer yazılarından, romanla aynı adla çevrilmiş filmdir. Chinaski, tüm boş vermişliğine rağmen, ait olma zorunluluğu hisseden fakat yazı yazmak dışında bütünüyle sorumsuzluk sınırlarında gezen bir adamdır. Kaosun içinde sürüklenirken,Chinaski için tek değişmeyen parametre yazma tutkusudur. Yazılarını sürekli Black Sparrow' a gönderir fakat bir türlü sonuç alamaz. Alabildiğine umarsız, tekilsiz, yasaksız, kedersiz bir hayat, uç noktalarda, saçma, olanaksız fakat bir o kadar da gerçekçi bir tablo ile karşılaşıyoruz. Factotum deyince unutmamamız gereken noktalardan biri ise Kristin Asbjornsen ile melodisini beyninize işleyen Slow Day diyebiliriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder